Integrated Polymer Industries Inc.’in Kurucusu ve Başkanı, Türk mühendis ve iş adamı Ergun Kırlıkovalı, öğrencilerle yaratıcılık, inovasyon ve sürekli öğrenmenin önemine dair deneyimlerini paylaştı.
Konferansın açılışında konuşan Yeditepe Üniversitesi Kurucu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan, “Yeditepe Üniversitesi’nin yeni akademik yılı hepimize hayırlı, uğurlu olsun. Başarı dolu bir yıl olmasını diliyorum. Büyük işler tecrübeyle kazanılarak başarılır. Ancak unutmayınız ki tecrübe, hayatınız boyunca yaptığınız bütün hataların toplamıdır. Akıllı insan, kendisinden önce hata yapmış ve tecrübe kazanmış insanların deneyimlerinden istifade eder” ifadelerini kullandı.
Integrated Polymer Industries Inc.’in Kurucusu ve Başkanı, Türk mühendis ve iş insanı Ergun Kırlıkovalı, “B-2’lerdeki başarımız, bize F-35 projesindeki başarının yolunu açtı. Bizi ihaleyle davet ettiler, bizden malzeme talep ettiler. Bunun üzerine yapabileceğimizi düşündük ve altı aylık çok sıkı bir çalışma yürüttük. Zorlu test süreçlerinden geçtik. 2006 yılından bu yana oranın tek tedarikçisiyiz. 19 yıldır bu görevi sürdürüyoruz” dedi.
Kırlıkovalı, “Beni ihaleye davet ettiler. O ihalede çok büyük firmalar vardı ama ben tek başıma katıldım. İstenilen hem çok zor hem de elastik yapıda bir malzemeydi. Birçok yarışmacı bu nedenle yarışmadan çekildi. Ben ise o dönemde bunu yapabileceğime inanıyordum. Altı aylık yoğun bir çalışmanın ardından prototip bir malzeme geliştirdik. Kör testlerde en başarılı malzeme bizimki oldu. Bu testler yaklaşık 3,5-4 yıl sürdü. 1992 yılından bu yana, yani 30 yılı aşkın süredir B2’lerin tek tedarikçisiyiz” ifadelerini kullandı.
Ar-Ge’nin önemine değinen Kırlıkovalı, “Ar-Ge durmaz, çünkü yarın ne olacağı belli değil. Zaten çok sayıda dergiye aboneyiz; oralardan gelen yenilikleri takip ediyoruz. Bazen ekstra bilgiler istiyoruz, ‘Bunları biz yaratabilir miyiz?’ diye bakıyoruz. Mevcut malzemeleri daha da geliştirebilir miyiz, onun üzerinde çalışıyoruz. Şu anda üzerinde çalıştığımız altı yeni malzeme var. Bunların üçü pazarlamaya oldukça yakın aşamada. Şunu özellikle belirtmek isterim; bir başarı yakaladığınızda oturup bekleyemezsiniz. Çalışmaya devam etmelisiniz, çünkü sizin gibi binlerce insan daha var. Bu yüzden Ar-Ge asla durmamalı” diye konuştu.
Gençlere önerilerde bulunan Kırlıkovalı, “Gençlerin önünü açmak gerekiyor. Onlara düşünme, deneme ve yanılma alanları yaratmalıyız. Aksi halde mevcut yöntemlerle büyük bir gelişme beklemek mümkün değil. Ancak yeni laboratuvarlar, deneme ve araştırma alanları oluşturulursa, gençler bilgiyi deneyerek, yenileyerek öğrenir ve eninde sonunda başarırlar” dedi.
‘Yaratıcılıkla inovasyonu birbirinden ayırıyoruz’ diyen Kırlıkovalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaratıcılık, güzel bir fikir ya da çözüm bulmaktır; ancak bir fikri hayata geçirmek, yani uygulamaya dönüştürmek inovasyondur. Asıl çalışmanın yapılması gereken nokta da burasıdır. Bu nedenle yedi aşamalı bir sistem geliştirdim. Bunların iki–üçü bilinen, üç–dördü ise yeni yöntemler. Öncelikle dün, bugün, yarın taraması yapılmalı, ardından inovasyon sürecine geçilmeli. Bu süreç testlerle ve tasarımlarla desteklenmeli. Bizde ayrıca ‘tezatlar sistemi’ var. Şu anda elimde 40 kadar tezat bulunuyor: büyük–küçük, az–çok, ışıklı–ışıksız gibi. Bu zıt kavramları kullanarak beyin fırtınası yapılmalı. Bu süreçte fikirlerin yüzde 95’i elense bile, kalan yüzde 5’lik aralık yeniliğin kapısını aralayacaktır” diye konuştu.
Kırlıkovalı, “Ben gençlere hep şunu söylüyorum, siz üniversitede öğrenmeyi öğreniyorsunuz. Üniversiteyi bitirdim, artık her şeyi biliyorum düşüncesine kapılmayın; bu, yapılabilecek en büyük hatadır. Gerçek hayata adım attığınız anda, aslında çok daha fazla öğrenmeniz gerektiğini göreceksiniz. İpleri bırakmayın; daha çok öğrenin, daha disiplinli olun. Hayal edin, hayallerinizin peşinden gidin. Kendinizi sürekli geliştirin, yapay zekayı ve interneti etkin şekilde kullanın” ifadelerini kullandı.
Dilin ve iletişimin önemine değinen Kırlıkovalı, “Lisanınızı güzel kullanın. En önemlisi ne kendinizin ne de karşınızdaki insanın vaktini boşa harcayın. Türkçemizi doğru, güzel ve düzgün konuşun. Çünkü gerçek hayatta derdinizi açık ve net anlatmanız gerekir. Az sözle, en etkili şekilde anlatın. Ayrıca İngilizceyi mutlaka öğrenin. İngilizce bildiğinizde, Rusça ya da Çince bilmenize gerek kalmaz; çünkü onlar da İngilizce yazıyor. Fransızca veya İspanyolca öğrenmenize de gerek olmuyor demiyorum, ancak İngilizceyi çok iyi öğrenin. Çünkü en fazla bilgi ve kaynak İngilizcedir” dedi.