Cephede silahsız mücadele eden asker durumundalar
Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım, ülkemizde 1982 yılından bu yana “Öğretmenler Günü” olarak kutlanıyor. Öğretmenlerin sorunlarının anlatıldığı bu günle ilgili olarak 150 bin üyesi bulunan Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay’la konuştuk.
“Eğitimi gerici ve piyasacı hale getiren, eğitim emekçisinin haklarına ve itibarına sistematik biçimde saldıran, çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim hakkını gasp eden anlayışa karşı 24 Kasım’da, eğitimin tüm bileşenleriyle iş bırakıyoruz” diyen Özbay şunları söyledi:
ATATÜRK BULUŞMASI
“Bugün, Milli Eğitim Bakanlığı önünde, tüm illerde de Atatürk anıtlarının olduğu alanlarda, iktidarın riyakar kutlamalarını reddediyor, Başöğretmenimiz Atatürk’e saygımızı sunuyor, haklarımızı arıyoruz. Meslek onurumuza, eğitime, çocuklarımıza, geleceğimize sahip çıkıyoruz. 25 Kasım’da Büyük Ankara buluşmasında, Anıtpark’ta mitingimizi gerçekleştirip ellerimizde karanfillerle Atamıza, Anıtkabir’e yürüyoruz. Eğitimine, çocuklarına, geleceğine sahip çıkma sorumluluğuyla, 25 Kasım’da aramızda olmaya, mücadelemize omuz vermeye davet ediyoruz. Çünkü eğitime güç vermek, geleceği inşa etmektir.”
AÇLIK SINIRINDA YAŞAM
AKP iktidarı döneminde öğretmenlerin çalışma koşullarını ağırlaştırıldığını söyleyen Özbay, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Öğretmen Meslek kanunu ile öğretmenlerin uzmanlıkları, diplomaları, emekleri, meslekteki kıdemleri görmezden gelindi. Öğretmenler geçinemez, eve boynu bükük sınıfa ise düşünceli biçimde girer hale getirildi. Yaşanabilir bir emeklilik hayalleri çalındı. Liyakatsizce atanan yandaş yöneticilerin mobbingleriyle bunaltıldı, itibarsızlaştırılan öğretmenler şiddete uğrar hale geldi. Cehalete karşı aydınlanma savaşçısı öğretmenler fiziki yetersizlikler donanım eksikliği sebebiyle adeta cephede silahsız mücadele eder durumda bırakıldı.”
Nefes alması mümkün değil
Yeni başlayan bir öğretmenin 22 bin 820 TL. ücret aldığını kaydeden Özbay şöyle konuştu: “Öğrenci yetiştirip ülkenin geleceğine katkı sunsanız da devlete fedakarca hizmet etseniz de eğer kiralık bir evde oturuyorsanız 4 kişilik ailenizi açlık sınırının da altında bir ücretle geçindirmek zorundasınız. İşe yeni başlayan bir öğretmenin nefes alması mümkün değil. Öğretmene lütufmuş gibi sunulan bu ücret zammı soğanın, tuvalet kağıdının, sıvı yağın aldığı zammın 3’te 1’i bile etmiyor. Eğitim emekçileri borç içinde, borçla borç çeviremez halde. Nefes alamaz, yaşayamaz, yaşatamaz halde. Öğretmenler mesleki olarak değersizleştirildi. Ekonomik olarak tüketildi. Maaşlarıyla ev kirasını ödeyemez, temel ihtiyaçlarını karşılayamaz haldedir.”
Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcimiz Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtladı…
İşte sorunların çözülmesi için yapılması gerekenler
Her 100 öğretmen adayından sadece 8’inin, bazı alanlarda 1’inin atanma şansının olduğunu, gelecek yıllarda bu oranın daha da küçüleceğini belirten Özbay, “Doğrudan nitelikli öğretmen yetiştirmeyi etkileyen ‘atanmayan öğretmen’ sorunu çözülmelidir” dedi. 100’e yakın eğitim fakültesi olduğunu ve atanmayan öğretmen sayısının 1 milyon kişiye yaklaştığını söyleyen Özbay, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
■ Pedagojik formasyon uygulamasından vazgeçilerek, öğretmen yetiştirme eğitim fakültelerine bırakılmalı.
■ Eğitim Fakültesi kontenjanlarının belirlenmesinde, istihdam imkanları dikkate alınmalı ve akredite olmayan eğitim fakültelerine kontenjan verilmemeli.
■ Bakanlık, ‘Ücretli ve sözleşmeli öğretmen görevlendirme’ politikasını terk etmeli. ‘Öğretmenlik dalları arasındaki kadro dağılımında daha gerçekçi davranmalı.’
■ Ücretli ve sözleşmeli öğretmen istihdamına son verilmesiyle açılacak kadrolara, eğitim fakültesi mezunlarından atama bekleyen öğretmenlere öncelik verilerek atama yapılmalı.