Kalp yetmezliği ve ritim bozukluğu olanlara yeni tedavi umudu

Kalp yetmezliği olan ve kalbin normal ritmini kaybettiği “atriyal fibrilasyon” (AF) hastalığına sahip bireyler için Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Aritmi Kliniği Direktörü Prof. Dr. Serkan Topaloğlu ve Aritmi Kliniği hekimlerinden Prof. Dr. Fırat Özcan başkanlığındaki uzman ekip tarafından yürütülen çalışma, “şeker hastalığı ilacı” olarak bilinen SGLT2 inhibitörlerinin bu kişilerde ölüm riskini, hastaneye yatışları ve ritim bozukluğunun tekrarlamasını azalttığını gösterdi.

Prof. Dr. Özcan, sonuçları kardiyoloji alanında dünyanın önde gelen hakemli bilimsel dergilerinden “Journal of Cardiovascular Electrophysiology”de yayımlanan çalışmaya ilişkin, AA muhabirine açıklamada bulundu.

Kalp yetmezliğinin kanın pompalama kabiliyetinin azalması şeklinde ortaya çıktığına, daha çok orta ve ileri yaş grubunda görüldüğüne işaret eden Özcan, hastalığın tedavisine ayrı bir özen gösterilmesi gerektiğini, uygulanan tedavilerin hastaların sağ kalımlarını, hastaneye yatışlarını ve yaşam kalitelerini direkt olarak etkilediğini belirtti.

Prof. Dr. Özcan, kalp yetmezliği hastalarının karşılaştıkları risklere değinerek, “Hastaların, kalp yetmezliğinin kötüleşmesine bağlı yaşam kalitesi düşer, nefes alıp vermekte zorlanır veya ritim bozuklukları olur. Daha çok karşımıza çıkan şey ise bu hastalarda ritim bozukluğu ve kalp yetmezliğinin birlikte kombinasyonları sonucu oluşmakta. Biz bunların hangisiyle karşılaşırsak ona uygun tedaviyi kılavuzlar ışığında uygulamaktayız.” dedi.

Kalp yetmezliği hastalarında en sık karşılaşılan ritim bozukluğunun “artriyal fibrilasyon” olduğunu aktaran Özcan, “Ablasyon dediğimiz ritim bozukluğunu yakma tedavisini uyguluyoruz. Bu, hastalarda daha çok ön planda giden bir öneri. Ritim bozukluğu daha az olmaya başladığında ise hastaların yaşam kalitesi artıyor. Sağ kalımları uzuyor ve hastaneye yatışları azalıyor.” ifadelerini kullandı.

Özcan, kalp yetmezliği hastalarında ablasyon işlemi yapmalarına rağmen tekrar ritim bozukluğu yaşayan hastaların bulunduğunu, çalışmayı da bu nedenle gerçekleştirdiklerini anlatarak, “Bu konuyla ilgili bir şeker ilacı olan SGLT2 inhibitörleri kalp yetmezliğinde kullanımı önerilen bir ilaç. Şeker hastalığı ilacı ama ek faydaları olan bir ilaç. Atriyal fibrilasyonu azaltıcı etkileri olduğunu bildiğimiz için bu ilacı kullanarak bu hastalarda nüksün azaltabileceğini, sağ kalımı artırıp artırmayacağını denemek için bu çalışmaya girdik. Nüks, ablasyon yaptıktan sonra tekrar ritim bozukluğunun açığa çıkmasıdır.” bilgisini verdi.

“İlacın dünyadaki kullanımı yaygınlaşacak”

Prof. Dr. Özcan, çalışmaya 250’ye yakın hastanın dahil edildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Bu ilacı kullanan ve kullanmayan hastaları 2 ayrı grup olarak gözlemledik. Gözlemlerimiz neticesinde takibimiz sonrasında ölümün, nüksün ve hastaneye yatışların bunu kullananlarda daha az olduğunu gördük. Oldukça yüz güldürücü bir başarıydı. Bu çalışmadaki güzel taraf şu, diyabet olsun veya olmasın bu hastalar bu ilaçtan fayda gördüler. Bu ilacın ek faydaları var. Hücresel düzeyde, kalbe getirdiği yükleri azaltıcı yönde faydalarının kombinasyonu birleşimi neticesinde şeker hastalığından bağımsız olarak her iki grupta da benzer faydayı ve avantajları gözlemledik. Bunun sonucuyla birlikte bu ilacın dünyada kullanımı yaygınlaşacak. Kalp yetmezliğine kullanımı önerilen bir ilaç, kılavuzlarda yer alan bir ilaç. Bu bulgularla beraber kullanımı daha güçlü bir hale gelecek. Bununla ilgili ek çalışmaların önünü açacak. Daha önemlisi de kalp yetmezliği hastalarında toplum sağlığı açısından büyük avantajlar sağlayacağını düşünüyoruz.”

Related Posts

Doğa, ruh sağlığına iyi geliyor

Yeni bir araştırma, kısa süreli doğa temasının kaygı, depresyon ve yorgunluk seviyelerini azalttığını gösterdi.

Ruh sağlığında sahtecilik tehdidi… Prof. Dr. Gökhan Malkoç: ‘Ruh sağlığı yasasının çıkarılması şarttır’

Türkiye genelinde yürütülen sahte diploma operasyonları kapsamında adı anılan isimlerden birinin de kamuoyunda psikolog olarak bilinen Abdullah Volkan Uçak’ın olması; sahte unvanlarla faaliyet gösteren kişilerin yurttaşların ruh sağlığını da tehlikeye attığını gösterdi. Konuya ilişkin konuşan Türk Psikologlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Malkoç, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada psikologların meslek yasası olması ve üniversitelerin psikoloji bölümlerinin standartlarının da yükseltilmesi gerektiğini belirtti.

Yazın grip mi olunur demeyin! Yaz gribine dair her şey…

Mevsimsel hastalıklar denince çoğu kişinin aklına kış aylarında görülen grip gelse de, yaz aylarında da benzer belirtilerle seyreden bir hastalık karşımıza çıkıyor: yaz gribi. Sıcak havalara rağmen nezle, boğaz ağrısı, halsizlik ve burun akıntısı gibi semptomlarla ortaya çıkan bu rahatsızlık, özellikle ani ısı değişimleri ve klimalı ortamlarda uzun süre kalma sonucu yaygın hale geliyor.

6 ayda 30 kilo verdi, hikayesi herkese ilham oldu

Ankara’da lise öğrencisi 17 yaşındaki Mahmut Baloğlu 6 ayda 30 kilo vererek 163 kilodan 133 kiloya düştü. Prof. Dr. Mehmet Boyraz, Türkiye’de her 8-10 çocuktan 1’inin obez olduğunu, her 5 çocuktan 1’inin fazla kilolu olduğunu belirtti.

Statinlerin arkasındaki gerçekler

Statinler, en çok reçete edilen ilaçlar ama gerçekten herkesin ihtiyacı var mı? Yeni araştırmalar, gereksiz statin kullanımının hem yan etki hem de ekonomik yük anlamına geldiğini gösteriyor. Kolesterolü düşürmek için tek yol ilaç değil. Bazı hastalar için yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme ve doğal destekler çok daha etkili olabilir. Peki kimler ilaca başlamalı, kimler dikkatli olmalıdır?

Yaz tatilinde masum gibi görünen tehlikeler: Çocuklarınızı koruyun!

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, yaz aylarında artan sağlık risklerine karşı aileleri uyardı. Tatil sürecinde çocukları güneş çarpmasından enfeksiyonlara kadar birçok tehlikeden korumanın yollarını anlattı.